Hicri, Rumi ve Miladi Takvimler

Hicri takvim Suudi Arabistan’da kullanılmaktadır. Hicri takvim, ayın evrelerine dayanır ve 354 gündür. Başlangıcı da Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicret(gittiği) ettiği 622 yılıdır. Hz. Ömer zamanında 638 yılında kullanılmaya başlanmıştır. Osmanlı İmparatorluğunda 1 Mart 1256 (13 Mart 1840) tarihine kadar Hicri takvimi kullanmıştır.
Rumi takviminde başlangıç yılı yine 622, Hicretin yapıldığı yıldır. Hicri takvimden farkı süresi ay yılı olmayıp Güneş yılı-365 gün olmasıdır. Osmanlı’da uzun süre Hicri takvim kullanıldı ama mali yıl, mevsimlerle uyumsuzdu. Bu nedenle 13 Mart 1840 (Rumi 1 Mart 1256) yılında Hicri takvimin güneş yılına göre düzenlenmiş hali olan Rumi takvim kullanılmaya başlandı. Ay isimleri ve yıl başlangıcı aynı kalırken, yıl uzunluğu Gregoryen takvimden (Miladi takvim) uyarlandı.
Miladi takvimde Hz İsa’nın doğduğu gün değil ama doğduğu yıl sıfır olarak kabul edilir. Yıl uzunluğu 365 gün olup artık yıllarda 366 gün olmaktadır. M.Ö. 46 yılında Julius Caeser tarafından geliştirilen Julyen takvimi, 1582 yılında Papa XIII. Gregorius tarafından düzeltilerek ‘Gregoryen takvimi’ halini aldı. Türkiye’de ise 1 Ocak 1926 tarihinde resmi takvim olarak kabul edildi. Babam ve arkadaşları Rumi takvim yıllarında eğitim aldıkları için ay isimlerini Rumi takvimden kullanırlardı. Bu sebeple olabilir ki babam benim doğum tarihimi Kuran’a yazarken 30 Teşrin-i Evvel 1955 olarak yazmıştır.
 
BİR YIL 365 GÜNDÜR  
Ay Adı         Başlama Tarihi Bitiş Tarihi
1. Zemheri 14 Ocak 13 Şubat
2. Gücük 14 Şubat 13 Mart
3. Mart 14 Mart 13 Nisan
4. Abrul 14 Nisan 13 Mayıs
5. Mayıs 14 Mayıs 13 Haziran
6. Kiraz 14 Haziran 13 Temmuz
7. Orak, Biçin 14 Temmuz 13 Ağustos
8. Ağustos 14 Ağustos 13 Eylül
9. İlkgüz 14 Eylül 13 Ekim
10. Ortagüz, Gazel 14 Ekim 13 Kasım
11. Songüz, İlk kış, Koç 14 Kasım 13 Aralık
12. Karakış 14 Aralık 13 Ocak
     
RUMİ AYLAR    
     
Ocak Kânûn-ı Sânî  
Şubat Şubat  
Mart Mart  
Nîsan Nîsan  
Mayıs Mayıs  
Hazîran Hazîran  
Temmuz Temmuz  
Ağustos Ağustos  
Eylül Eylül  
Ekim Teşrin-i Evvel  
Kasım Teşrin-i Sânî  
Aralık Kânûn-ı Evvel  
     

HİCRİ AYLAR ( ARAP AYLARI ) VE NÜFUS KÜTÜKLERİNDEKİ SEMBOLLER
HİCRİ BİR YIL 354 GÜNDÜR  
     
1. Muharrem M  
2. Safer S  
3. Rebiülevvel RA  
4. Rebiülahir R  
5. Cemaziyelevvel CA  
6. Cemaziyelahir C  
7. Recep R  
8. Şaban Ş  
9. Ramazan N  
10. Şevval L  
11. Zilkade ZA  
12. Zilhicce Z  
    EK - 34
     
 

01 Ocak/Zemheri ayı, 22 Aralık tarihinde başlamakta olan ve yaklaşık 40-45 gün süren soğuk günleri ifade etmektedir. Zemherinin bir adı da erbaindir (karakış). Erbain Arapça 40 sayısı, anlamına gelir ve zemheri Araplarda 40 gündür. Bir atasözümüz: Zemherinin düşkünü beyaz giyer kış günü.

02 Gücük/Şubat ayı, Ahıska Türklerinin takviminde bu ayın adı Anadolu'nun kuzeydoğu kesiminde yaşayan halkların kullandığı ad ile aynıdır. Gücük şeklinde kullanılan bu ayda havalar soğuk geçer. Gücük ayında Hıdır Ellez ata biner, kime yetişirse Allah ona yardım eder. Hıdır daha çok yolculara, seferdekilere yardım eder ve korur.

03 Mart ayı, karların yavaş yavaş erimeye başladığı, toprağın ısınmaya yüz tuttuğu ve köylünün ekin hazırlıklarına giriştiği bir dönemdir. Ancak bazı yıllarda Mart ayında güneş yüzünü gösterse de soğuklar aniden geri döner, hava yeniden sertleşir. İşte bu yüzden halk arasında “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” denmiştir. Bu atasözü, hem Mart ayının değişken doğasına bir uyarıdır hem de insanlara dış görünüşe aldanmamayı öğütler. Zira Mart’ın güneşi gülümserken bile ardında hâlâ kışın nefesi vardır.

04 Nisan/April ayı, ağaçların çiçek açmaya başladığı mevsimi ifade etmektedir. Kork aprilin beşinden(18 Nisan) sarı/kara öküzü ayrılır eşinden diye bir atasözümüz bile vardır. Nisanın başının hala çok soğuk olabileceğini anlatan bir ifadedir.

05 Mayıs ayı, halk arasında “Hızır Ayı”, “Yaz kapısı” ya da “Yaz eşiği” olarak bilinir. Rumi takvime göre 6 Mayıs günü Hızır ile İlyas’ın yeryüzünde buluştuğu gün sayılır ve bu günden itibaren “Hızır Günleri” başlar. Uğurtaşı köyü ve çevresinde bu dönem, kış uykusundan uyanan doğanın, yeşeren toprağın, sevinç ve bereketin ayıdır. Mayıs, toprağın nefes aldığı, kar sularının dereye karıştığı aydır. Dağların yamaçlarında kardelenler, papatyalar, çiğdemler, mor menekşeler açar.

06 Haziran/Kiraz ayı, Resmî takvime göre Haziran olup Ahıska Türklerinin Halk Takviminde Kirezay şeklinde kullanılır. Yılın bu döneminde kirazların erişerek topladığı dönem olduğu için Kirezay olarak adlandırılır.

07 Temmuz/Orak/Biçin ayı, Buğday başak verince orak pahaya çıkar (kıymete biner). Orağ veya Biçin ayında halk dağdan iner, ekin biçilir, harman dövülür.

08 Ağustos/Harman ayı, bu ay için de oldukça güzel atasözlerimiz vardır. Harman dövülmeden buğdayın bereketi bilinmez. Harman yel ister, yiğit el ister. Ağustosun yarısı yaz, yarısı kıştır.

09 Eylül/İlk güz, Karadeniz’de hem ayrılıktır hem berekettir. Yayladan dönüşün hüznüyle, dolu ambarın sevinci birbirine karışır. Bu ay sürüler böğüre böğüre dağdan inerler. Bundan dolayı Ahıska Türkleri Halk Takviminde Eylül yerine Böğrümay adını kullanırlar. Eylül serin olursa, ambar dolu olur; eğer sıcak giderse, kış zor geçer.

10 Ekim/Orta güz ayı, Kışlık ekimlerin yapılmaya başlandığı aydır. Ekim ayı, halk takviminde “Orta Güz” olarak anılır. Bu dönem, yazın bereketinin son bulduğu, kış hazırlıklarının tamamlandığı, toprağın yeniden uykuya yattığı zamandır. Yani Ekim ayı, tohumun toprağa “emanet edildiği” aydır. Toprak artık ekinle, insan dua ile buluşur.

11 Kasım/Son güz/Koç ayı, geldi mi güz başlar. Bu ayın en önemli adeti “koç katımı” idi. Halk arasında “koç salımı” da denirdi. Uğurtaş’ında yaşlılar der ki: Koç ayı geçmeden toprağı dinlendir. Bu zamanında koyun ve keçilerin çiftleşmesi gerçekleşir. Bu dönemde koyunlar koça gelir. Hele bir akşam vakti, soba yakılmış, dışarıda rüzgâr uğuldarken, içeride çay fokurdar ya işte o vakit anlarsın ki, kış kapıya dayanmıştır. Ahıska Türkleri Ahır güz derler.

12 Aralık/Karakış ayı, sonbaharın bitiği kışın geldiği aydır. Bu dönemde evlerde toplanılır, türküler söylenir, oyunlar oynanır, masallar anlatılır ve yemekler yenerek kış geçirilmeye başlanır.

Uğurtaşı Köy Kitabı
Cahit Karakullukçu'nun Uğurtaşı kitabını indirmek için tıklayınız.

Detay
Soy Ağaçları
Uğurtaşı köyünde yaşayan Türk sülalelerinin soy ağaçlarını inceleyebilirsinizDetay
Foto Galeri
Uğurtaşı köyü fotoğraflarını görüntülemek için tıklayınızDetay