Kadırga yok diyorlar, |
Atmacayı vurdular |
Oy yaylalar yaylalar |
Çıktım taşın üstüne |
Yaylanın çimeninde |
Ah Ayaser Ayaser |
Haburadan aşağı |
Evim kireç tutmuyor |
Atma türkü atarım |
Oku ah yârim oku |
Attım san bir türkü |
Horon oynamayla |
Ekin ektim hozana |
Oğlan var git işine |
Kuşburnu kuruttun mu |
Derede urganım var |
Dağ başında kuzuyum |
Boztepeden yukarı |
Yârim yatma uykuya |
Atma beni vurursun |
Ey dereler dereler |
Habu türküleruni, |
O yaylalar yaylalar |
Yaylanın yolundayım |
Yayla yaylaya bakar |
Anan vermesa seni |
Yaylanın yolu taştır |
Koyun zili cıngır cıngır öter İstanbul'dan yol aldum Yaylanun dibi daşdur Lahanalar açayı |
KALANDAR Gece geldim kapınıza Galandariya Farfariya |
Bizim atma türkiler Tarladaki zurzula Tarlanun kenarında
|
ALKIŞ VE KARGIŞ’LAR
Türklere özel mânilerde, alkış ve duaların yanı sıra kargışların da en güzel ve çarpıcı örnekleri görülür. Halk ağzında binlerce örneğini bulabileceğimiz mânilerden ancak birkaçını aşağıda bulabilirsiniz:
Ayva dalı gül dalı |
Şu gelen üçe benzer |
Ak üzüm parmak gibi |
Gemiden aldım tuzu |
Karşıda kara çalı |
Avluda hasırım var |
Gelin kaynana mânilerinde de kargışların en çarpıcı örneklerini görürüz:
Ocak başında durdum |
Yumurtanın sarısı |
|
Ninnide anne yavrusuna en güzel dileklerini melodi eşliğinde, kafiyeli sözlerle sunar:
Dandini dandini dan atmış |
|
Bir serhat türküsünde Plevne kahramanı Gazi Osman Paşa alkışlanır:
Kılıncımı vurdum taşa |
|
|
Gelin övme de denilen Anadolu kına ve düğün türkülerinde alkışlar geline yöneltilirken, evinden ayrılıp gurbete giden gelinin ağzından kargışlar aktarılır:
Gız anam gınan gutl’olsun, |
Ana gızın çok muyudu? |
|
Duygunun yoğunluğuna paralel olarak kargışların da en şiddetlileri türkülere yansır. Bir Harput türküsünde acılarla dolu insan kaderine beddua eder:
Dağlar dağladı beni, |
|
|
Bir Ege türküsünde ise kargış sevgilinin zalim annesinedir:
Ardıçtandır kuyuların kovası, |
|
Bir Malatya türküsünde de sevgiliye beslenen tutku ve özlem kargış yoluyla anlatılır:
Anan öle. Cemil, |
|
|
Hapishane türkülerinde kargışlara güzel örnekler vardır. Bir Urfa türküsünde,
Mahpushane seni yapan kör olsun,
Kör olsun da iki eli kırılsın!
denirken; başka bir Kırşehir/Çiçekdağı türküsünde ise acılı insan:
Erisin dağların karı erisin, |
|
|
diyerek kargışını, kendisinin hapse düşmesine sebep olanlara yöneltir. Ancak, kargışların en içten ve çarpıcı olanları, acının yoğun olduğu bir anda irticalen söylenen ağıtlarda görülür. Bunların her biri şüphesiz acılı bir olay üzerine belli bir şahıs tarafından yakılmıştır. Ancak sözlü kültür ürünleri zaman içinde ağızdan ağıza nakledilirken anonimleşir:
Ecel büktü belimizi. |
Ağlasana kele bacı |
|
MEVSİMLERLE İLGİLİ ATASÖZLERİMİZ
Ağustosun yarısı yaz yarısı kıştır
Allah dağına göre kar verir
Dumanlı dağlar yağmursuz kalmaz
Getir bana Hıdırellez’i göstereyim sana yazı
Gökten ne yağdı da yer kabul etmedi
İt kışı geçirir ama gel derisinden sor
Kar yılı var yılı
Kış havasına bakıp yola çıkma, yaz havasına bakıp yolundan kalma
Korkma Zemheri’nin (Ocak) kışından, kork Aprul’un beşinden (Nisan 18), koca öküzü ayırır eşinden.
Kurt uluyunca ya ayaz olur ya kar yağar.
Lodos eser yaz olur, poyraz eser kış olur
Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır
Onmadık yılın yağmuru harman vakti yağar
Rüzgâr eserken harmanı savur
Yağmurdan sonra ekilen darıdan, erinden sonra kalkan karıdan hayır gelmez
Yazın gölge hoş, kışın çuval boş